Ameliyat Korkusu   - Özel Yüzyıl Gebze Hastanesi
Görüşmeyi Başlat
1
Bilgi almak ister misiniz?
Kodu Tara
Size nasıl yardımcı olabiliriz?
 E-RANDEVU
Ameliyat Korkusu Nasıl Aşılır?

Ameliyat Korkusu Nasıl Aşılır?

CERRAHİ GİRİŞİM
İlaç ya da diğer girişimlerle tedavi edilemeyen hastalıkların, yaralanmaların, vücuttaki yapı ve işlev bozukluklarının düzeltilmesi amacıyla vücudun fizyolojik sistemi korunarak, hasta olan organ veya dokunun kesilip çıkartılması ya da onarılmasını sağlayan tedavi girişimlerini içermektedir . Bu amaçlarla uygulanacak olan cerrahi girişimler yapılış  amacına, aciliyetine  ve hasta için taşıdığı risk grubuna göre sınıflara ayrılmaktadır

YAPILIŞ  AMACINA GÖRE CERRAHİ GİRİŞİMLER

  • Diagnostik (tanısal amaçlı) cerrahi girişim:  Örnek: Biyopsi gibi,
  • Eksploratif (inceleme amaçlı) cerrahi girişim: Örnek: Eksplaratuvar laparotomi gibi
  • Küratif (tedavi amaçlı) cerrahi girişim: Örnek: Tümör, herni operasyonları gibi
  • Palyatif amaçlı cerrahi girişim:  Örnek: Ağrı varlığında veya diğer organlara basıncı azaltmak amacıyla tümörün kısmi olarak çıkartılması gibi
  • Önleme amaçlı cerrahi girişim,
  • Konstrüktif ve Rekonstrüktif amaçlı cerrahi girişim

ACİLİYETİNE GÖRE CERRAHİ GİRİŞİMLER
Acil cerrahi girişim: 24-30 saat içerisinde gerçekleştirilmesi gereken cerrahi girişimlerdir. Örneğin; apendektomi
Planlı cerrahi girişim: Acil olmayan fakat hastanın iyi olması için yapılması gereken cerrahi girişimlerdir. Örneğin; katarakt, tonsillektomi gibi
Elektif (seçimli) cerrahi girişim: Kısıtlı zaman dilimi içinde yapılmayı gerektirmeksizin, planlı olarak uygulanabilecek cerrahi girişimlerdir
İsteğe bağlı cerrahi girişim: Hasta/bireyin isteğine bağlı olarak gerçekleştirilen cerrahi girişimlerdir. Örneğin; kozmetik amaçlı yapılan cerrahi girişimler bu grupta yer almaktadır
 

CERRAHİ KORKU: Bireyin iyilik haline zarar verebilecek tehlike düşüncesi ya da gerçek bir fiziksel tehdit ile bireye  hissettirdiği hoş olmayan bir durum olarak ifade edilen korku bireylerin huzursuzluk, kas gerginliği, kalp hızında artma ve memnuniyetsizlik yaşamalarına neden olmaktadır . Cerrahi korku, bireyin cerrahi girişim geçireceğini öğrenmesi ile başlayıp, taburcu ve iyileşme dönemini de etkileyebilmektedir.
Ameliyat öncesi korkuya neden olan cerrahi türleri incelendiğinde; kalp-damar cerrahi ve göğüs cerrahi geçiren hastalarda ölüm korkusunun, rekonstrüktif ve plastik cerrahi girişim geçiren hastalarda beden imajında değişim korkusunun, baş-boyun cerrahisi geçiren hastalarda şekil bozukluğu ve ağrı korkusunun, ortopedi hastalarında ağrının etkin kontrol edilemeyeceği korkusunun, kanser cerrahisi geçirecek hastalarda ölüm korkusunun ve transplantasyon geçirecek hastalarda da cerrahi  girişimin başarısız geçeceği korkusunun yaşandığı dikkat çekmektedir..
 

Psikoanalitik kurama göre korku; Dış dünyadaki beklenen ya da yaklaşan bir tehlikeden kaynaklanan duygu ve tehlikeye karşı verilen bir cevap olarak ifade edilmiştir. Öğrenme kuramına göre kişilerin, koşullanma ve edimsel koşullanma yolları ile bir olayı veya nesneyi korkutucu öğe olarak pekiştirebileceği ve bu durumdan kaçma ve kaçınma davranışı sergileyeceği belirtilmiştir (Elmacı, 2008).
Davranışçı kuramda, Korkunun oluşumunda korkunun izlenerek öğrenileceği ifadesi üzerine gidilmiştir, aynı zamanda aynı olayı yaşayan kişilerin farklı zamanlarda farklı duygular da gösterebileceği belirtilmiştir (Akça ve ark., 2014).

CERRAHİ GİRİŞİM ve KORKUNUN HASTA ÜZERİNE ETKİLERİ
Cerrahi girişim sonucunda sempatik sinir sistemi ile  hipofiz bezi aktive olur. Bedende kortizol, norepinefrin ve epinefrin salgılanması artar ve bu hormonların yükselmesine bağlı olarak nabızda artma, kan basıncı ve kan glikoz düzeyinde yükselme gibi belirtiler görülür Psikolojik açıdan bakıldığında cerrahi girişim birey üzerinde stres ve gerilim yaratıcı özelliktedir. 

Hastanın yaşam tarzı ile beden imajında  önemli değişikliklerin olması, cerrahi girişime bağlı ölüm, bedeninde oluşacak zararlar, ağrı yaşama, cerrahi sürece ilişkin bilinmeyen durumlar ile bedeninin kontrolü ve günlük yaşamındaki aktiviteleri yerine getirirken bir başkasına bağımlılık yaşama gibi konulara ilişkin korkular hastanın anksiyete yaşamasına neden olabilmektedir
Cerrahi girişimin etkisi veya tipi, cerrahi girişim öncesine kadar geçen süre, cerrahi girişim ile ilgili önceki deneyimler, cerrahi süreçle ilgili cerrahi girişim öncesi dönemde yeterli bilgi sağlanmaması, cinsiyet ve yaş gibi  faktörler cerrahi korku ve anksiyeteyi etkilemekte  iken , cerrahi girişimden önceki süreçte yaşanan anksiyete ve korku da, cerrahi girişim sonrasında iyileşme sürecinde olumsuz etkiler oluşturabilmektedir.
Hastaların, hastanede yattıkları süre boyunca ailelerinden ve arkadaşlarından uzak kalmaları, tanımadıkları insanlarla ortak yaşam alanı oluşturmak ve paylaşmak zorunda olmaları anksiyete ve korku düzeylerini arttırmaktadır

CERRAHİ KORKUNUN BİLİŞSEL-DAVRANIŞSAL ETKİLERİ
Cerrahi korkunun oluşturduğu bilişsel etkiler duyusal-algısal, kavramsal ve düşünce zorlukları olarak gruplanmaktadır . 
Duyusal-algısal belirtiler; Zihin bulanıklığı, gerçek olmayan düşünceler, uyku yoksunluğu ,bireyin kendini aşırı gözlemlemesi olarak belirtilmekte
 Kavramsal belirtiler ise ölüm korkusu, baş edememe korkusu ve etrafındaki diğer bireyler tarafından yadırganacağı korkusu olarak belirtilmektedir. 
Dikkat dağınıklığı, konsantrasyon bozukluğu ve hafıza güçlüğü ile birlikte neden-sonuç ilişkisi kuramama ise düşünce zorluklarını oluşturmaktadır . 
Cerrahi korkunun duygusal (affektif) etkileri: Cerrahi süreçle ilişkili olarak ortaya çıkan endişe, tedirginlik, sinirlilik, çaresizlik, sürekli tetikte bekleme ve dehşet duyma gibi duygular bireylerin sıkça yaşadığı cerrahi korkuya ilişkin önemli belirtilerdir.

Öfke patlamaları veya heyecanlı olma gibi zıt duygular yaşama, ağlama, ürkme, kendinden emin olamama ve hakimiyet kaybı (Cimilli, 2008),  irritabilite, sabırsızlık, kendini küçümseme veya başkalarını suçlama ve göz teması kurmama olarak gözlenebilmektedir (Carpenito ve Erdemir, 2012).

Cerrahi korkunun davranışsal etkileri: Bireylerin stres ve korku yaratan durumlar karşısında kaçma, kaçınma ve konuşma akışında bozukluk gibi davranışlar ile bireyin gerekenden daha fazla aktif veya sakin olması cerrahi korkunun davranışsal etkilerini ortaya koymaktadır.

HASTALARA  PSİKOLOJİK  YARDIM SÜRECİNDE Hastaların  ameliyat öncesi dönemde sağlık personeli ile görüşmesinin hastanın korkusunu ve anksiyetesini azalttığı  ; bilgilendirme sırasında, ruhsal olarak rahatlatıcı şekilde konuşulması, ilgili ve hoşgörülü davranılması, aynı zamanda ameliyat öncesi bekleme sürecine ilişkin bilgi verilmesi de hastaların ameliyat öncesi dönemde bakımı sunan hemşirelerden beklentileri arasında yer almaktadır

Cerrahi süreçle ilişkili anksiyeteyi önlemek amacıyla dikkati farklı yöne çekme, progresif gevşeme egzersizleri, solunum egzersizleri, ritmik egzersiz, hastaların sağlık durumlarının iyileştirilmesi ve yeniden kazandırılması için, hastaların fiziksel ve psikososyal ihtiyaçlarının belirlenmesi ve karşılanması, bilimsel temele dayalı olarak bireye özgü hasta eğitiminin sağlanması cerrahi korkularda önemli rol oynamaktadır..
Hasta ve ailesinin yaşadıkları  sorunların yanı sıra daha önceki cerrahi girişim deneyimlerini ve cerrahi girişim ile ilgili beklentilerini öğrenerek, yaşanan korku ve anksiyetelerinin azaltılmasına yardımcı olunabilir..
Hasta ile olan iletişim sürecinde göz teması kurulmalı ve hastane ortamına uyuma yönelik bilgiler verilmelidir ..Hastaya korku duymasının normal ve kabul edilir olduğu söylenerek güven verilmelidir. 
Cerrahi süreçte hasta ile kurulan iletişim kısa, basit ve anlaşılır cümleleri içermeli ve hastaya verilecek eğitim görsel ve işitsel kaynaklardan oluşmalıdır
Hasta eğitimi ameliyat öncesi hazırlık aşamalarını, uygulanacak tedaviyi ve bakım yöntemlerini, ameliyat süresini, hastanın ameliyat sonrası bulunacağı ortamları, ağrı yönetimini, bu süreçte uygulanacak kısıtlılıkları ve yapılması gereken egzersizleri içerecek şekilde planlanmalı ve uygulanmalıdır.

SOSYAL DESTEK Sosyal desteğin cerrahi korku üzerinde önemli bir etkisi olduğu belirtilmektedir. Ameliyat olması planlanan hastalar üzerinde yapılan çalışma sonucunda hasta yakınları tarafından verilen sosyal desteğin yüksek olması durumunda hastalarda daha az korku ve endişe yaşandığı özellikle hemşireden gelen destek ve bilgilendirmenin hastayı daha çok rahatlattığı ifade edilmiştir (Koivula ve ark., 2002). ) Hastaların cerrahi girişimden önceki ve sonraki geceyi evinde geçireceği düşüncesi, anksiyete ve korkularını azaltmaktadır.

ÇOCUKLARDA 
Çocukta hastaneye yatma ve ameliyat ile ilgili bilinmeyen korkusu, aşırı anksiyete oluşmasını tetikler. Stres altındaki bireyin yeni durumlarla baş etmesi giderek zorlaşacaktır (Manworren & Mackey, 2015; Vakili et al., 2015). Üstün ve ark. (2014) yapmış olduğu çalışmada, anksiyete, iletişim güçlüğü, umutsuzluk, öfke ve regresyonun hastanede yatan çocuklarda görülebilen psikososyal semptomlar olduğunu belirtmiştir (Üstün, Erşan, Kelleci, & Turgut, 2014).  Wilson ve ark. (2010) çalışmasında, hastanede yatan çocukların kendilerini üzgün, korkmuş, sinirli ve yalnız hissettiklerini belirtmiştir (Wilson, Megel, Enenbach, & Carlson, 2010). Çocuğun hastalık, hastaneye yatırılma ve ameliyat gibi cerrahi işlem yapılması durumu, tüm aile üyelerini fiziksel, duygusal, sosyal ve zihinsel  yönlerden etkilemektedir (Cimete et al., 2018). Ebeveynler için çocuğun hastaneye yatışında en stresli olay, ebeveynin rolünü kaybetmesi, çocuğun hastalığının nasıl sonuçlanacağı ve olayın öngörülememesiyle ilişkilidir (Leack, 2015).

Endişeye neden olan faktörler; arkadaşlarından ayrı kalma, derslerinden geri kalma, ölümü düşünme, yalnız kalma, aileden ayrı kalma, oyun oynayamama, kısıtlanma ve sağlık personelinden zarar görme olarak belirtilmiştir. Hastane ile ilgili verilen eğitimin, okul çağı çocuğunun endişelerini azaltmada etkili olduğu vurgulanmıştır (Gönener & Pek, 2009). Akkavak ve Karabudak (2019) çalışmasında, okul çağı çocukları invaziv girişimler, sağlık çalışanlarının iyi davranmaması, fiziksel kısıtlılık ve sevdikleri kişilerden ayrı kalmayı endişe ve korku kaynakları olarak belirtmişlerdir (Akkavak & Karabudak, 2019).
Ameliyat öncesi dönemde hazırlık programları kullanılması, terapotik oyun ve farmakolojik olmayan yöntemlerin kullanılması, hem çocuğun hem de ailenin ameliyat deneyimi için hazırlanmasına yardımcı olmaktadır.

Ameliyat öncesi hazırlık programları bilgi sağlamalı, çocuk ve aileye ameliyat sürecini tanıtmalı, emosyonel ifadeleri desteklemeli ve baş etme stratejilerini öğretmelidir. (Leack, 2015; Manworren & Mackey, 2015). Diğer çocuklarla tanıştırılması, hastanede yatan çocukların anksiyete, suçluluk, kontrol kaybı ve korku duygularını azaltır ..Okul çağındaki çocuklara hastalık ve bakıma yönelik broşürler, kitapçıklar verilmesi, internetten kaynak gösterilmesi yararlı olur (Cimete et al., 2018)Hastane ve klinik tanıtımı sırasında; , boyama kitabı, video izletilmesi, hastane gezileri, kartlar, afiş- posterler, müzik, TV-video yayınları, dramatizasyon, kuklalar kullanılmaktadır.

Dikkati başka yöne çekmede: Hayal kurma, müzik, hipnoz, gevşeme teknikleri, nefes kontrolü, biofeedback egzersizleri, video izleme, kitap okuma, öykü anlatma, oyun gibi yöntemler kullanılabilir (Büyükgönenç & Törüner, 2018; Wente, 2013). Dikkati başka yöne çekme tekniğinin kullanım amacı ağrı üzerindeki dikkatin başka bir uyaranda yoğunlaştırılması, ağrıya olan toleransın artırılması ve ağrı hassasiyetinin azaltmasıdır (Hockenberry & Wilson, 2013; Törüner & Büyükgönenç, 2017).

Gerçeker ve ark. (2018) yaptığı çalışmada 6-12 yaş grubu çocuklara sanal gerçeklik gözlüğü kullanılarak izletilen çizgi filmin ağrıyı azaltmada etkili bir yöntem olduğu bulunmuştur (Gerçeker, Binay, Bilsin, Kahraman, & Yılmaz, 2018).

Hemşireler

  • Hastayı bir bütün olarak ele almalı, ameliyat öncesinden taburculuğa hastanın anksiyete (sürekli ya da durumsal kaygı) ve korku durumunu, bunu etkileyen faktörleri değerlendirmelidir. 
  • Duygularını ifade etmesi için hastayı cesaretlendirmeli, hastayla etkili iletişim kurabilmeli, sakin olmalı ve empati kurmalıdır.
  • Hastanın anksiyetesinin kaynağını beraber keşfetmeli, bu kaynağa yönelik girişimde bulunmalıdır.
  • Hasta ve yakınlarını ameliyat, ameliyat sonrası iyileşme süreci, ilk ayağa kalkma ve mobilizasyon gibi konularla ilgili bilgilendirmelidir.
  • Hasta bakımında disiplinlerarası iş birliği yapmalıdır.
  • Hasta için güvenli çevre oluşturmalı ve hastanın rahatlığını sağlamalıdır.
  • Gerektiğinde psikolojik destek alması için hastayı yönlendirmelidir. 
  • Hasta anksiyete ve korku yaşıyorsa; nedenlerini belirlemeli, gerektiğinde farmakolojik (analjezik, antiemetik, anksiyolitik vb.) ve non-farmakolojik (müzik dinleme, pozisyon verme, soğuk uygulama, egzersizler, ayak refleksolojisi vb.) girişimlerde bulunmalıdır (Öz 2004; Brown ve arkadaşları, 2007; Damar ve diğerleri, 2018; Şimşek Yaban ve Karaöz, 2007; Dolgun ve Candan-Dönmez, 2015; Berke ve Eti-Aslan, 2010

KAYNAKÇA 
Aksoy G. Cerrahi ve Cerrahi Hemşireliği. İçinde: Aksoy G, Kanan N, Akyolcu N. (editörler). Cerrahi Hemşireliği I. 2. Baskı. İstanbul: Nobel Tıp Kitabevleri; 2017. s.1-37.
Erdil F. Cerrahi Hemşireliği. Erdil F, Elbaş NÖ. Cerrahi Hastalıkları Hemşireliği’nde. 7. Baskı. Ankara: Aydoğdu Matbaası; 2016. s.97-19.
Gönener D, Görak G. (2009). Okul yaş grubu çocukların hastane ve hastalığı ile ilgili bilgilendirme durumlarının endişe kaynakları ile etkileşimi. Gaziantep Tıp Dergisi, 15(1):41-48.
Özer N. Cerrahi ve Cerrahi Hemşireliğinin Tarihçesi Cerrahinin Sınıflandırılması Cerrahi Gerektiren Durumlar ve Hasta Üzerindeki Etkileri. Aslan FE (editör). Cerrahi BakımVaka Analizleri ile Birlikte. 2. Baskı. Ankara: Akademisyen Tıp Kitapevi; 2017. s.17-8.
Üstün G, Erşan EE, Kelleci M, Turgut H. (2014). Hastanede yatan çocuklarda psikososyal semptomların bazı değişkenler açısından incelenmesi. Cumhuriyet Tıp Dergisi, 36:25- 33.
Wilson ME, Megel ME, Enenbach L, Carlson KL. (2010). The voices of children: stories about hospitalization. J Pediatr Health Care, 24(2):95-102.
Williams LS. Nursing Care of Patients Having Surgery. In:Williams LS, Hopper PD(eds). Understanding Medical Surgical Nursing. 5th ed. Philadelphia: F.A Davis Co; 2015.202- 34
 Yıldız T. Cerrahi Hasta Eğitiminde Kullanılan Güncel Yöntemler: Hastalık Merkezli Değil, Hasta Merkezli Eğitim. Marmara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Dergisi 2015;5(2):129-4